-
Şeref Yumurtacı
Tarih: 13-02-2025 22:04:00
Güncelleme: 13-02-2025 22:07:00
İnsanoğlu fani, dünya ise bir imtihan yurdudur. İnsan, bu imtihan sürecinde ya hakka hizmet eder ya da nefsinin esiri olur. Gerçek dava adamı, makam ve mevki peşinde koşmaz; o, davasına inanır ve onu son nefesine kadar savunur. Mevlana’nın dediği gibi: "Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol." Dava adamı için asıl olan samimiyet ve sadakattir.
Dava Adamı Nedir, Kimdir?
Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan, dava adamlığını şu sözlerle tanımlar:
"Dava adamı, menfaat ve çıkar peşinde koşmaz. Davasına inanan, kendisini değil davasını düşünen insandır."
Gerçekten de tarih boyunca büyük davalar, büyük adamların omuzlarında yükselmiştir. Onlar hiçbir zaman şahsi ikbal ve menfaat peşinde olmadılar. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Mekke’nin müşrik ileri gelenlerinin sunduğu makam, mevki ve servet tekliflerini elinin tersiyle itmiş ve şöyle buyurmuştur:
"Güneşi sağ elime, ayı sol elime verseler yine de bu davadan vazgeçmem."
Ne büyük bir teslimiyet, ne büyük bir dava şuuru! İşte dava adamlığı budur.
Makam Peşinde Olanların Davası Olmaz
Dava, insanın yüreğindedir. Eğer bir insan, inandığı dava için çalışmak yerine sürekli kendisine makam verilmediğinden şikâyet ediyorsa, onun davası aslında sadece şahsi çıkarlarıdır. Oysa Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
"Allah katında en sevimli olan insan, insanlara en faydalı olandır." (Taberani)
Yani, insan eğer gerçekten bir davaya inanıyorsa, o davası için bulunduğu her yerde mücadele eder, hizmet eder. Makam ve mevki için kavga edenler, aslında kendi nefislerinin peşinde olanlardır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyaset sahnesine çıktığı ilk günden itibaren şu sözleriyle dava adamlığını göstermiştir:
"Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık."
Bu söz, gerçek dava adamının nefsini, makamını, mevkisini değil, yalnızca davasını düşündüğünü gösterir. Makamını kaybetmekten korkanlar ise aslında hiçbir zaman gerçek bir dava adamı olmamışlardır.
Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur:
"Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddîklarla, şehitlerle ve salihlerle beraberdir. Ne güzel arkadaşlardır onlar!" (Nisâ, 69)
Bu ayette, Allah yolunda samimiyetle mücadele edenlerin en büyük makam olan Allah’ın rızasına erişeceği müjdeleniyor. Yani dava adamı için en büyük ödül, dünyada bir mevkiye gelmek değil, ahirette Allah’ın rızasına nail olmaktır.
Son Söz
Dava adamı olmak, zor ve meşakkatli bir yoldur. Bu yolda yürüyenler, her türlü imtihana hazır olmalıdır. Makam peşinde koşanlar, aslında davayı değil, kendilerini düşünüyor demektir. Oysa gerçek dava adamları, mevki ve makam kaygısı olmadan, yalnızca hak için mücadele ederler.
Necip Fazıl Kısakürek'in dediği gibi:
"Kim var diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan ben varım diyebilenler, bu davanın adamıdır!"
Gerçek dava adamları, yalnızca Allah’ın rızasını gözetenlerdir. Makamı elinden alınsa da, haksızlığa uğrasa da davasından dönmezler. Çünkü onlar, kalpleriyle, akıllarıyla ve samimiyetleriyle bu davaya inanmışlardır.
Bu yazı, hakka ve hakikate gönül veren, dava adamı olmanın ne demek olduğunu bilen herkes için bir hatırlatma olsun. Allah, bizleri samimi dava adamlarından eylesin.
Bu vesile ile Beraat Gecemizin tüm İslam alemine hayırlar getirmesini, zulüm altında olan kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Berat Gecemiz Mübarek Olsun... Amin
- Zamanı Aşan Lider: Fatih Sultan Mehmet
- Sultan Abdülhamid'i Anmak ve Anlamak
- MİRACA DAİR...
- Sarıkamış Gerçekleri ve Enver Paşa!
- Bugün Dünya Çocuk Hakları Günüymüş!
- Buraya Hamam Diyen de Var Türbe Diyen de. Aslında İkisi de Değil !
- MİMAR SİNAN’IN ESENLER’E MÜHRÜ
- OSMANLI’NIN AVRUPA’YA AÇILAN KAPISI: ESENLER
- Milletin Partisi Ak Parti 23 Yaşında
- Fatih İtalya'yı Fethedecekti!
- Teneke Camii’den Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Taş Camii’ne
- Osmanlı Padişahları da Esenler’e Misafir Oldu