içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Buraya Hamam Diyen de Var Türbe Diyen de. Aslında İkisi de Değil !

Kıymetli dostlar Esenler'in Eserlerini sizlerle birlikte tanımaya devam ediyoruz. Bu hafta hem Doğu Roma İmparatorluğu döneminde, hem de Osmanlı Devleti döneminde şehrin su ihtiyacını sağlamakla beraber askeri bir üs olma görevi gören Avas Köyü'nün önemli eserlerinden bir olan Avas Su Sebili - Su Mahzenini yakından inceleyeceğiz. 

Sebil'in tarihi önemine geçmeden önce geçtiğimiz hafta Esenler Vizyon Haber için  Esenler'in Eserleri program çekimi için gittiğimiz bu tarihi eserin hemen yanı başında yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Çekim için sebilin yanında bulunduğumuz esnada iki teyzemiz ile his bir muhabbet yaşadık. Birisi bu sebelinin 50 yıldır burda hamam olarak bilindiğini diğeri ise buranın türbe oldugunu hatta bir dönem burayı yıkmaya gelen dozerlerin burayı yıkamadığını söylüyordu. Bir anda duyduklarım karşısında çok şaşırdım hatta Esenler Vizyon haber Ekibimiz bu anların bir kısmını kayıt altına almış ve paylaşmış o paylaşımda da şaşkınlığım gözlerimden okunuyor...

Peki Hamam mı Türbe  mi ? 

Atışalanı Mahallesi, 857. sokakta 25pafta, 750 parselde bulunan su mahzeni biri büyük diğeri küçük yan yana iki hacimden oluşan sebilin büyük bölümü 5,05x5,05 metre ebadında olup dört büyük, dörtde küçük kemerden oluşan taşıyıcıların üzeri kubbe ile örtülüdür. 

Küçük mekân 3,45x3,45 metre ebadındadır. Büyük mekânla kanal bağlantısı olup, iki kısımdan oluşmaktadır. Kesme taş kaplama duvarların üzeri tonozla
örtülmüştür.

Kubbe ve tonozun dışı kaplamalıdır. Kubbeli kısmı sekizgen kubbe formunda, diğeri ise beşik çatı formundadır. Her iki çatı örtüsünün üzerindeki alem dikkat çekici bir özelliktedir. 

Hem Doğu Roma Hem Osmanlı Eseri Yan Yana

Küçük yapının Doğu Roma (Bizans) sarnıcı olduğu, Osmanlı devrinde yapılan büyük kısım ile sebil haline dönüştürüldüğü rivayet edilir. 

Bu sebeple eser tarihi açıdan hem Doğu Roma dönemi hemde Osmanlı dönemine ait iki eseri yan yana görebileceğimiz nadir eserlerden biridir. Bu sebeple İstanbul'un zengin medeniyet tarihi açısından da oldukça önemlidir. 

Eser, 08.03.1995 tarih ve 6442 sayılı İstanbul 1.Numaralı Kültür ve  Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.

Eserin üzerinde herhangi bir kitabe bulunmadığı için ayrıntılı bir bilgiye sahip olamıyoruz. 

Daha önceki dönemlerde her iki yapıda da hasarlar görülmekteydi. Bilhassa yapıların içerlerinde aşırı bir bitkilenme beraberinde taşlarda çatlamalar olusmustu. Sebilin suyu kesik olduğundan ve  kullanılmamasından dolayı bir dönem içerisine vatandaşlar tarafından çöpler atıldığı da olmuştu. Ancak gunumzde Esenler Belediyesi'nin yapıya sahip çıkarak restarasyonunu yapıp etrafını kapatması bu yipranmanın az da olsa önüne geçmiştir.

Bu yazı 765 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum