içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Yeni Çatışma Bölgeleri

Kıymetli okurlarım, bu köşeden olabildiğince uluslararası arenada yaşananları ve yaşanabilecek gelişmeleri sizlere arz etmeye çalışıyorum. Nitekim uluslararası alanda meydana gelen birçok olayın ülkemize dolaylı yansımalarını da açıkça görmekteyiz.

Dünya sisteminin yeni bir düzene evrileceğini ve bu evrimin neticesinde bölgesel kırılmaların yaşanabileceğini önceki yazılarımda da ifade etmiştim. Yeni yüzyılın en büyük kırılması, bölgesel çatışmaların yön değiştirecek olmasıdır.

Yaklaşık yüz yılı aşkın süredir gerilimin, kaosun, savaşın ve kanın eksik olmadığı Ortadoğu’daki tablo değişmeye başlamıştır. Bu durum, dünyanın yeni çatışma bölgelerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır.

İlk etapta çok fazla dikkate alınmayan bu bölgelerin, gelinen noktada artık kendilerini iyiden iyiye belli etmeye başladığını görmekteyiz.

Yeni dünya düzeninde Ortadoğu kısmen de olsa çatışma bölgesi olmaktan çıkacak, yerine üç ana bölge gelecektir. Bu bölgelerin, önümüzdeki yüzyıl boyunca dünya siyasetine yön verme potansiyeline sahip olacağı kanaatindeyim.

Kişisel değerlendirmeme göre yeni yüzyılın muhtemel çatışma bölgeleri şunlar olacaktır:

1. Latin Amerika Hattı:
Özellikle Venezuela merkezli olmak üzere Kolombiya ve Karayipler’i de içine alan bu hat, zengin yer altı kaynakları sebebiyle ABD, Çin ve Rusya arasında yaşanabilecek gerilimlerin merkez üssü olmaya adaydır. Bölge, büyük güç rekabetinin en sert hissedileceği alanlardan biri olma potansiyelini taşımaktadır.

2. Kuzey Avrupa Hattı:
Uzun süredir ısınma eğilimi gösteren bu hatta, Kuzey Denizi ve çevresindeki ülkelerin kıta sahanlığında zengin yer altı kaynaklarının bulunduğu bilinmektedir. Danimarka, Norveç ve İsveç’i çevreleyen bu alanın; ABD, AB, Rusya ve Çin arasında yeni bir rekabet alanına dönüşmesi kuvvetle muhtemeldir. Nitekim geçtiğimiz aylarda özerk statüde Danimarka’ya bağlı olan Grönland’ın ABD’ye bağlanmasının gündeme gelmesi, bölgenin kısa ve orta vadede sıcak gelişmelere açık olduğunun işaret fişeği niteliğindedir.

3. Uzak Doğu Asya:
Bölgenin hamisi konumundaki Çin’in tam kontrol arzusu, mevcut dengeleri köklü biçimde değiştirmektedir. Güney Kore ve Japonya üzerinden bölgeyi etkisi altında tutan ABD’nin, Ortadoğu’daki askeri varlığını kademeli şekilde Uzak Doğu Asya’ya kaydırması, Çin-ABD rekabetini daha da sertleştirecektir. Bu durum, bölgeyi önümüzdeki dönemde küresel güç mücadelesinin ana sahnelerinden biri haline getirebilir.

Tüm bu gelişmeler bize açık bir gerçeği göstermektedir:
Yeni dünya düzeni, beraberinde yeni gerilim ve çatışma bölgelerini de doğurmaktadır.

Bakalım zaman bizlere neler gösterecek…
Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

Bu yazı 104 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum