içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

ORMAN KANUNU DÖNEMİ

ABD’de yapılan seçimleri kazanan Donald Trump, koltuğa oturur oturmaz sansasyonel açıklamalar yapmaya başladı. Bu açıklamalara baktığımızda, yeni dönemde uluslararası hukukun çökebileceğine dair işaretler görüyoruz.

Trump’ın ilk açıklamalarından biri, Panama’nın ABD’nin yeni eyaletlerinden biri olacağını ilan etmesiydi. Bu girişimin ardında, şüphesiz, Panama Kanalı üzerinde tam hâkimiyet kurma planı yatmaktadır. Dünyanın en önemli ticaret yollarından biri olan bu kanal, her yıl milyarlarca dolar kazanç sağlamaktadır. Kanalın kontrolünü ele geçiren devlet, kasasına büyük gelirler ekleyecektir.

Bir diğer açıklama ise Danimarka’ya bağlı özerk bir bölge olan Grönland’ın ABD’ye bağlanması yönündeydi. Grönland’da çok büyük petrol ve doğalgaz rezervleri keşfedilmiş olup, bazı uzmanlara göre yeni yüzyılın en büyük kriz bölgelerinden biri haline gelmesi muhtemeldir. ABD’nin Grönland’ı ilhak etmesi durumunda, kıta sahanlığını genişleteceği de açıktır. Üstelik, yalnızca 55 bin nüfusa sahip olan Grönland’ın, ABD gibi bir güce karşı direnmesi pek mümkün görünmemektedir.

Trump’ın en dikkat çeken diğer açıklamalarından biri ise Kanada’nın ABD’ye bağlanması yönündeydi. Kanada, yüz ölçümü bakımından dünyanın en büyük ülkelerinden biridir ve kuzeyde Grönland ile komşudur. Olası bir ilhak sonrası, ABD’nin münhasır ekonomik bölge (MEB) ilan etmesi önünde hukuki hiçbir engel kalmayacaktır. Bu adımların tümü, küresel ticaret savaşlarında stratejik hamleler olarak görülebilir.

Ancak Trump’ın en çok tartışma yaratan açıklaması Gazze’nin sürgün planı oldu. Plana göre, Gazze’de yaşayan milyonlarca Filistinli, Mısır ve Ürdün’e sürgün edilecek. Bu açıklama, İslam dünyasında büyük yankı uyandırdı ve “Yüzyılın Sürgün Planı” olarak anılmaya başlandı. Gazze tamamen boşaltıldığında, bu bölgeye büyük binalar inşa edilerek şehir yeniden şekillendirilecek. Ancak burada gözden kaçmaması gereken önemli bir detay var: Gazze açıklarında büyük miktarda doğalgaz ve petrol rezervleri keşfedildi.

Bu bölgenin tamamen İsrail kontrolüne geçmesi, ABD’nin İsrail üzerinden bu yeraltı kaynaklarına erişmesini sağlayacaktır. Sonuç olarak, Trump’ın politikaları uluslararası hukuku devre dışı bırakarak kendisini kanunların üstünde konumlandırma girişimi olarak yorumlanabilir. Eğer bu yaklaşım hayata geçerse, dünya Orta Çağ öncesine dönme riskiyle karşı karşıya kalacaktır. Güçlü olanın zayıfı ezdiği ve topraklarını işgal ettiği bir düzen yeniden başlayabilir.

Uluslararası sistemin çökmesi durumunda, bir daha toparlanması imkânsız hale gelebilir. Bu sürecin tam olarak nereye evrileceğini hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

Selam ve hürmetle.

Bu yazı 708 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum