-
HÜSEYİN YILMAZ
Tarih: 23-09-2025 11:49:00
Güncelleme: 23-09-2025 11:49:00
Kıbrıs, Doğu Akdeniz’in kalbinde yer alan, stratejik önemi tartışılmaz bir ada. Ne yazık ki bu ada, son yüzyılda sadece güzellikleriyle değil, acı dolu sayfalarıyla da hafızalara kazındı. 1963’ten 1974’e uzanan süreçte yaşanan Rum saldırıları, Türk halkının varlığını hedef alan karanlık bir dönemi işaret etti. Türkiye’nin 1974 Barış Harekâtı ise hem soydaşlarımızın güvenliğini hem de bölgesel dengeyi sağlayarak tarihe geçti.
Bugün ise benzer bir kaygı yeniden gündemde. Güney Kıbrıs’a İsrail tarafından yapılan silah sevkiyatları, adadaki dengeleri bozabilecek yeni bir sürecin kapısını aralıyor. Özellikle hava savunma sistemleri ve askeri iş birlikleri, sıradan bir savunma hamlesinden öte, bölgesel bir mesaj niteliği taşıyor.
İsrail’in Hamlesi Tesadüf Değil
Gazze’deki uygulamalarıyla dünya kamuoyunda tepki çeken İsrail, şimdi gözünü Kıbrıs’a çevirmiş durumda. Rum yönetimi üzerinden yürütülen bu yakınlaşma, sadece Kıbrıs Türk halkına değil, doğrudan Türkiye’ye de verilmek istenen bir mesaj olarak okunmalı. “Gazze’de susturamadığımız Ankara’yı, Kıbrıs üzerinden baskı altına alabilir miyiz?” sorusunun peşine düşülmüş olabilir.
Tarihten Gelen Uyarı
Kıbrıs Türkleri, 1963’te başlayan saldırılarla evlerinden, köylerinden sürülmüş; 1974’e kadar süren sistematik şiddete maruz kalmıştı. O gün Rumların arkasında Yunanistan’daki cunta vardı. Bugün ise yeni bir aktör olarak İsrail’in adı gündemde. Tarihin böylesine tehlikeli bir şekilde tekerrür etmesi ihtimali, hafife alınamaz.
Türkiye’nin Duruşu Net
Bir gerçek var ki, Kıbrıs Türk halkı asla yalnız değildir. 1974’te nasıl güçlü bir duruş sergilendiyse, bugün de aynı kararlılık söz konusudur. Türkiye, adada soydaşlarımıza yöneltilecek her tehdide karşı hazırlıklı ve teyakkuzdadır. İsrail’in ya da herhangi bir gücün Kıbrıs üzerinden yürüttüğü senaryolar, daha başlamadan boşa çıkacaktır.
Son Söz
Kıbrıs, yeniden kan ve gözyaşına sürüklenmek isteniyor olabilir. Ancak bu kez karşılarında kararlı bir Türkiye ve geçmişten ders almış bir Kıbrıs Türk halkı var. Unutulmaması gereken şudur:
Kıbrıs Türkleri yalnız değildir, olmayacaktır.
- BÜYÜK KAOS
- Mescid-i Aksa Düşüyor
- Çare Mesleki Eğitimde!
- Ümmetin Onuru Bir avuç Gazze'linin Omuzlarında
- Sadece Gazze Düşmüyor...
- Kim Dur Diyecek?
- Esenler'in Mahalle İsimlerine Bir Bakış
- Küresel Aktörler Değişiyor
- Türk Toplumunun Kıyameti: Aile Yapısının Bozulması
- Türk Futbolunun Yol Haritası
- Birleşmiş Milletler Ne İşe Yarar?
- Ülkemizin Müzakeresiz Avrupa Birliği Üyelik Süreci