içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Medyanın Gücü: 5 Liralık Hizmete 1000 Liralık Reklam!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Kent Lokantaları projesi, kamuoyuna büyük bir sosyal hizmet gibi sunuldu. Resmi verilere göre, bu lokantalarda günde 40 TL’ye yemek yiyebilen insan sayısı yalnızca 4412. Ancak, İstanbul’un AK Parti yönetimindeki ilçelerinde bu sayıda insana zaten ücretsiz yemek dağıtılıyor. Fakat buradaki asıl mesele hizmetin kendisinden çok, hizmetin sunuluş şekli ve algı yönetimi.  

Bir vakfın restore ettiği bir çeşmenin musluğunu çevirip açmak için milyonlarca lira harcayan bir belediyeden bahsediyoruz. Bugün de Kent Lokantaları gibi projeleri, gerçek boyutunun çok ötesinde bir algı operasyonuyla pazarlıyorlar. İşin özüne bakıldığında, hizmetin bedeli 5 TL ama reklamı 1000 TL!  

Peki, bu nasıl mümkün oluyor?  

Cevap medyanın gücünde saklı. 

 Medyanın Algı Yönetimindeki Rolü  

Bugün Türkiye’de muhalefet belediyelerinin izlediği en etkili strateji hizmet etmek değil, hizmet algısı oluşturmak. Hizmet, aslında yapılması gerekenin en alt seviyesinde bile olsa, etkili bir medya desteğiyle büyük bir icraat olarak sunulabiliyor. İstanbul’da AK Parti yönetimindeki ilçelerde yıllardır ücretsiz hizmet verilen aşevleri hiçbir zaman büyük bir reklam kampanyasıyla duyurulmadı. Oysa CHP’li belediyeler, asgari düzeyde bir hizmet sunduklarında bile, bunu milyonlarca liralık reklam bütçesiyle süslüyorlar.  

Sonuç? İnsanlar 5 TL’lik hizmeti “devrim niteliğinde” sanıyor, 1000 TL’lik gerçek hizmetleri ise fark etmiyor.  

Burada adaletli bir medya düzenine olan ihtiyaç kendini gösteriyor. Gerçekleri saklayan değil, hizmetleri objektif olarak ele alan bir medya düzeni… Bugün Türkiye’de medya ya tamamen muhalefetin elinde ya da iktidarın. Ancak gerçek medya, halka objektif gerçekleri sunmalı. Reklam kampanyalarıyla şişirilmiş projeleri büyütmek yerine, hangi belediyenin ne yaptığı açıkça ortaya konmalı.  

 Algı Belediyeciliğine Karşı Gerçek Hizmet  

Kent Lokantaları üzerinden yaratılan algı, İBB’nin sosyal belediyeciliği devrim niteliğinde bir projeymiş gibi sunmasıyla şekillendi. Oysa AK Parti belediyeleri, yıllardır aşevlerinde hiçbir ücret talep etmeden binlerce kişiye sıcak yemek ikram ediyor. Ama arada büyük bir fark var: Onlar reklam yapmıyorlar.  

İktidarın büyük projeler yapmasına rağmen tanıtım eksikliği yaşaması, muhalefetin ise asgari düzeydeki hizmetleri bile PR şovlarıyla halkın gözüne sokması, kamuoyunun algısını değiştirdi. İktidar hizmet yapıyor ama anlatmıyor, muhalefet ise anlatıyor ama gerçek hizmet üretmiyor.  

Medyanın gücünü elinde bulunduranlar, halkın neyi hizmet olarak görmesi gerektiğini belirleyebiliyor. İşte bu yüzden adil ve tarafsız bir medya düzenine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.  

Bugün halkın, algıyla gerçeği ayırt edebilmesi için medya okuryazarlığını artırması şart. Çünkü algı operasyonlarıyla şişirilen projeler, toplumun gözünde gerçek hizmetlerin önüne geçiyor. Bunu tersine çevirmek, ancak tarafsız, objektif ve vicdan sahibi bir medya ile mümkün olabilir.  

Son söz?  

Hizmet değil, algı yönetenlere karşı, gerçekleri konuşan bir medya şart!

Bu yazı 754 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum