içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Kadim Anadolu Aile Yapısını Koruma Üzerine Ağır Bir Eleştiri

Son yıllarda Türkiye’de iş gücü sorununun yalnızca ara eleman eksikliği ve “iş beğenmeyen” bireylerden ibaret olduğu algısı yaygınlaşmıştır. Ancak bu algının ardında yatan temel gerçek, diplomalı gençlerin büyük bir işsiz ordusu oluşturmasıdır. Türkiye’nin asıl sorunu, işsizlik oranlarının yanı sıra doğum oranlarının dünya ortalaması olan %2,1’den %1,5’a düşmüş olmasıdır. Ne yazık ki, bu tehlikeli gidişata dikkat çeken her eleştiri, “aklıevvellerin” kendi bildiklerini yapmasıyla sonuçsuz kalmaktadır.

Kadim Anadolu aile yapısını bozmak için her türlü çabanın gösterildiği bir dönemdeyiz. Kadınların çalışma hayatına teşvik edilmesi elbette önemli bir konu; ancak çocuk doğurmak, eğitmek ve bakımını üstlenmek gibi sorumlulukların tam günlük, hatta 24 saatlik bir iş olduğu gerçeği göz ardı ediliyor. Çocuk doğum oranlarının düşmesinin temel sebeplerinden biri de kadınların bu doğal ve hayati görevlerinden uzaklaştırılmasıdır. İşin trajikomik yanı ise doğum oranları dip yaptıktan sonra bu duruma üzülen ve çözüm arayanların, sorunun kaynağı olduklarını kabul etmemeleridir.

Bir kadın çalıştığında, özellikle eşi de çalışıyorsa, genellikle yalnızca kendisine fayda sağlayan bir ekonomik katkıda bulunur. Ancak bir erkek çalıştığında, geleneksel aile yapımızın gereği olarak, genelde üç kişiyi geçindirir. Bu, Türkiye’nin sosyolojik gerçeğidir ve bu gerçeği değiştirmek, sadece aile yapısını değil, toplumun tüm dinamiklerini de derinden sarsacaktır.

Kadınların iş hayatına katılımını artırmak için yapılan baskılar ve teşvikler, belirli kadın derneklerinin Avrupa odaklı görüşlerinden ilham alınarak ortaya çıkmıştır. Ancak bu görüşler, Anadolu’nun binlerce yıllık aile yapısını görmezden gelen ve toplumu yanlış yollara sürükleyen bir anlayıştan kaynaklanmaktadır. Sayın devlet büyüklerimiz, bu aklı kimden alıyorsanız, artık değiştirin. Bu dayatmalar, ahlaki ve sosyal değerlerimizi Avrupa’nın yozlaşmış anlayışına teslim etmekten başka bir şey değildir. Bu durumun farkına varılmaması, gözlerin kapalı, kulakların sağır olduğuna işaret etmektedir.

Eğer kadim aile yapımızın korunmasını gerçekten önemsiyorsanız, kadınları çalışma hayatına dahil etmek yerine, evde çocuk doğurmaları ve çocuklarına bakmaları için teşvikler sunulmalıdır. Kariyer hevesiyle çocuk doğurmaktan uzaklaşan kadınların yol açtığı sonuçlar ortadayken, bu gerçeği hâlâ göremiyorsanız, denilecek fazla bir şey de kalmamıştır. Ancak unutulmamalıdır ki, bu yanlış politikalar sonucunda 20-25 yıl sonra askere gönderecek genç bulamayacak, özenilen Avrupa ülkeleri gibi yurtdışından işçi getirmek zorunda kalacaksınız.

Bugünleri düşünerek alınacak doğru kararlar, yalnızca bugünün değil, geleceğin de teminatı olacaktır. Kadınları rahat bırakın; onlara destek vermek istiyorsanız, çocuklarını yetiştirmeleri ve ailelerine katkıda bulunmaları için uygun teşvikler sunun. Bu çağrıyı bir kez daha yineleyerek, gelecek nesiller için doğru adımlar atılmasını temenni ediyoruz.

Bu yazı 757 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum