içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Gözyaşımda Dua'msın

Bir Şehir düşünün; Peygamber’in tevhit mücadelesine otaklık yapmış. Bir şehir düşünün, semavi dinlere bahçe; Mekke, Medine’ye örtü olsun… Bir şehir düşünün; tevhidin simgesi, hakkın sancağını taşıyan… Öyle bir şehir düşünün ki; İsa’ya ses, Peygamber’e Miraç olsun…

Alemler ’in Rabbi Yüce Allah Isra suresinin 1.inci ayetinde şöyle buyurmuştu...” Bir gece, ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Haramdan, çevresini mübarek kıldığımız, Mescid-i Aksaya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir “ayetinin müjdesini veren şehrin adıdır Kudüs

          Peygamberler yurdunda ne kaldı? Gökyüzünde siyah yıldızlar, o sisli, o sokak taşları, minareleri, camileri siyaha bürünmüş kutsal şehir… Ölüm oklarına maruz kalan o mahsun çocuklar… Cellatlar acımasız, dehşet veren çığlıklar… Bir başka ağlar Kudüs’te analar… Kucakların da buz kesmiş ölü çocuklar… Melekler ’in kanatları üzerinde yükselirken ruhları… Melekler ağlar, Kudüs ağlar… Ölüm hüzünlü, cennet yorgun!

Kilise çanları, Kudüs İsrail’e başkent olacak diye çalıyor yine. Dünya basınında bir resim karesi yankılanıyor…16 yaşında bir çocuk, 23 İsrail askeri arasında sürükleniyor. Gözleri kapatılmış, başı dik, kafasını eğmiyor zalimin ayak uçlarına…Cesaretini o heybetli Hamza’dan, Mekke sokaklarını titreten adaletli Ömer’den almış gibi… “Filistin, Filistinlilerindir…Kudüs, Filistin’indir, Filistinlilerin olarak kalacaktır” diyor, Fevzi­-e­l Cüneyd’i… Kolları kırık, sargıda, İsrailoğulları’nın yaptığı işkencenin izlerini taşıyor, o körpecik vücudunda…Ümmet’in ağır yükü omuzlarında…

          Ey Kudüs! Ey peygamberler kokusu! Ey yerin göklere en yakın avlusu!  Sen özgür değilsen, tutsaktır bütün şehirler… Ey benim ilk göz ağrım, ilk kıblem, ayıpların örtüsü…

         Üzülme!  Mahzun olma! Ümmet’in içerisinde nice Selahaddinler vardır. Başına siyah sarık dolayıp,” Kudüs esaret altındayken bana gülmek haramdır” diyen…

         Ebu Cehil’ in torunları, Osmanlı borçlarına karşılık ümmetin kalbi, Filistin ve Kudüs’e, göz dikmiş toprak isterken Kudüs’ü namus bilen Abdülhamit Han onlara; ” Bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam!  Zira bu vatan bana ait değil, milletime aittir. Millet, aldığı bu toprakları aldığı fiyata verir, çünkü bu topraklar kanla alınmış, ancak kanla verilir. Cevabını yöneltmişti.

        Mekke ideamız, Medine davamız, Kudüs, bitmeyen duamız. İstanbul son durağımız, son sığınağımız, koruyucu kalkanımızdır. İstanbul Kudüs, Kudüs İstanbul’dur.  Peygamberin emanetidir Kudüs bize… Emanetine sahip çık Türkiye..!

Bu yazı 2834 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum